Anunnaki Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır. Göklerin tanrısı An ile yeryüzünün tanrıçası Ki’nin torunlarıdır ve asıl işlevleri insanlığın kaderini kararlaştırmaktır. V Anunnaki kimdir? Anunnakiler gerçekte var mı, nerede yaşıyorlar?
ANUNNAKİ KİMDİR?
Anunnaki Anunaki, Anunna, Ananaki ve farklı varyasyonlarda da yazılır), antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır. Göklerin tanrısı An ile yeryüzünün tanrıçası Ki’nin torunlarıdır ve asıl işlevleri insanlığın kaderini kararlaştırmaktır.
İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi’nde Anunnaki, yeraltı dünyasında Ereşkigal’ın tahtının önünde oturan yedi yargıç olarak resmedilmiştir. Gılgamış Destanı gibi sonraki Akadca metinlerde de bu betimleme sürdürülür. Eski Babil döneminde Anunnaki’nin yeraltı dünyasının kitonik tanrıları olduğuna inanılırken göklerin tanrıları İgigi olarak bilinirdi. Antik Hititler, Anunnaki’yi genç tanrılar tarafından devrilip yeraltı dünyasına sürülen en eski tanrı nesli olarak tanımlamıştır. Anunnaki, Zecharia Sitchin ve Erich von Däniken’in kitapları gibi modern sözde arkeolojik eserlerde kullanılmıştır.
Anunnaki ismi, Sümer gökyüzü tanrısı An’dan türemiştir. İsim, “da-nuna”, “da-nuna-ke4-ne” ya da “da-nun-na” şeklinde çeşitli biçimlerde yazılmış ve “soylu yavru” ya da “An’ın yavrusu” anlamına gelmektedir.
Anunnaki’nin, An ve toprak tanrıçası eşi Ki’nin çocuğu olduğuna inanılmaktaydı.Samuel Noah Kramer, Ki’nin Sümer ana tanrıçası Ninhursag ile aynı olduğunu söyleyerek ikisini bir tutmuştur.Anunnaki’nin en büyüğü hava tanrısı[5] ve Sümer panteonunun baş tanrısı Enlil’di.Sümerler, Enlil doğana kadar gök ve yerin birbirinden ayrılmadığına inanmaktaydı. Enlil, daha sonra gök ve yeri ikiye bölerek yeryüzünü alıp götürürkenbabası An ise göğü uzaklaştırmıştır.
1968’de Tanrıların Arabaları ile başlayarak yayımlanan bir kitap serisinde İsviçreli sözde arkeolog Erich von Däniken, dünya dışı “antik astronotların” tarih öncesi Dünya’yı ziyaret ettiğini iddia etti. Von Däniken dinlerin kökenini yabancı bir ırkla temasa tepki olarak açıklar ve buna, Sümer metinlerini ve Eski Ahit’i delil olarak gösterir.
1976 tarihli The Twelfth Planet (lit. On İkinci Gezegen) kitabında Rus-Amerikan yazar Zecharia Sitchin, Anunnaki’nin aslında, yaklaşık 500 bin yıl önce Dünya’ya gelen keşfedilmemiş Nibiru gezegeninden gelişmiş insansı dünya dışı bir tür olduğunu ve gezegenin değerli metal açısından zengin olduğunu keşfettikten sonra altın madenciliği yapmak için bir operasyon üssü inşa ettiğini iddia etti.Sitchin’e göre Anunnaki köle madenci türü insanlar yaratmak için in vitro fertilizasyon yoluyla kendi türleri ile Homo erectus’u melezleştirdi. Sitchin, Antarktika’daki buzullar eridiğinde Anunnaki’nin geçici olarak Dünya’nın yüzeyini ve yörüngesini terk etmek zorunda kaldığını ve bu erimenin Anunnaki’nin Dünya’daki üslerini de yok eden Büyük Tufan’a neden olduğunu iddia etti. Bunlar yeniden inşa edilmeliydi ve bu muazzam çaba için daha fazla insana ihtiyaç duyan Anunnaki insanlığa tarımı öğretti.
Ronald H. Fritze, Sitchin’e göre, “Annunaki’nin, antik astronot teorisyenlerinin son derece ileri teknolojiler olmadan bunları inşa etmenin imkansız olduğunu düşündüğü, piramitler ve dünyanın dört bir yanındaki diğer tüm anıtsal yapıları inşa ettiğini” yazdı. Sitchin, The Stairway to Heaven (1980, lit. Cennet’e Merdiven) ve The Wars of Gods and Men (1985, lit. Tanrılarla İnsanların Savaşı) gibi daha sonraki çalışmalarda bu mitolojiyi genişletti. The End of Days: Armageddon and the Prophecy of the Return (2007, lit. Günlerin Sonu: Armageddon ve Dönüş Kehaneti) adlı çalışmasında Sitchin, Anunnaki’nin MezoAmerikan Uzun Sayım takviminin sonuna karşılık gelen 2012 yılı gelir gelmez, dünyaya döneceği tahmininde bulundu. Sitchin’in yazıları ana akım tarihçiler tarafından evrensel olarak reddedildi ve kitapları sözde arkeoloji olarak etiketlendi. Bu tarihçiler, Sitchin’in Sümer metinlerini; bağlam dışı alıntılarla, alıntıları kısaltarak ve Sümer kelimelerini genel kabul görmüş tanımlarından radikal şekilde farklı anlamlar veren yanlış şekillerde çevirerek kasten yanlış sunar gibi göründüğünü öne sürdüler.
İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi’nde Anunnaki, yeraltı dünyasında Ereşkigal’ın tahtının önünde oturan yedi yargıç olarak resmedilmiştir. Gılgamış Destanı gibi sonraki Akadca metinlerde de bu betimleme sürdürülür. Eski Babil döneminde Anunnaki’nin yeraltı dünyasının kitonik tanrıları olduğuna inanılırken göklerin tanrıları İgigi olarak bilinirdi. Antik Hititler, Anunnaki’yi genç tanrılar tarafından devrilip yeraltı dünyasına sürülen en eski tanrı nesli olarak tanımlamıştır. Anunnaki, Zecharia Sitchin ve Erich von Däniken’in kitapları gibi modern sözde arkeolojik eserlerde kullanılmıştır.
Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Peki, Anunnakiler gerçekte var mı, nerede yaşıyorlar?